24.Hafta / Glikoz (şeker) yükleme testi haftası
24- 28. haftalar arası gebelikte glikoz (şeker) yükleme testi haftası olarak geçer. Bu konuda hekimler bile ikiye ayrılmışken eminim ki birçok anne adayı da benim gibi gebelikte yapılan şeker yüklemesine karşı şüpheyle yaklaşıyordur.
Peki gebelik şekeri nedir?
Anne adayının gebeliği esnasında henüz doğum gerçekleşmeden kandaki şeker düzeyinin kontrolsüzce yükselmesine gebelik şekeri deniliyor.
Glikoz (şeker) yükleme testi ne için yapılır?
Plasentadan salgılanan HPL denilen (Human placental lactogen) adlı hormonun etkisinin en yüksek düzeyde olduğu hafta 24.haftadadır. Bu yüzden bir çok doktor da böyle bir durumun varlığından haberdar olabilmek için gebe anneye genelde 24.haftada glikoz (şeker) yüklemesi yapılmasını istiyor.
Test nasıl yapılıyor?
Gebelik şekerinin ölçülebilmesi için kandaki şeker düzeyine bakılması gerekiyor.
Anne adayına önce sabah aç karınla içinde glikoz bulunan 50 gramlık özel bir sıvı içiriliyor. Ardından anneden kan alınarak şekeri ölçülüyor. Bazı yerlerde ise başlangıçta 75 gramlık glikoz içirilerek test uygulanıyor. 50 gram mı? 75 gram mı? Bunu neye göre kim ya da hangi kurum tespit ediyor bilmiyorum.
50 gramlık testteki sınır değer de 130 ya da 140 olarak belirtiliyor. 50 gramlık yükleme testinde sonucu yüksek çıkan anne adaylarına gebelik şekerinin olup olmadığının tam tespit edilebilmesi için ısrarla yükleme yapılmaya devam edilerek bu sefer de 100 gramlık glikoz içirilerek test tekrar uygulanıyor. 100 gramlık testte açlık şeker değeri de 95’ten büyük olması gerekiyor. Bu test, bu şekilde 3 saat civarında sürüyor ve toplamda da anneden 4 kez kan alınmış oluyor. Annede 1.saat, 2.saat ve 3.saat değerlerinin sırasıyla 180, 155 ve 140’ın altında olması bekleniyor. Bu 4 değerden ikisinin yüksek çıkması neticesinde de anneye gebelik şekeri teşhisi koyuluyor.
Annede gebelik şekeri teşhisi konulunca ne yapılıyor?
Çoğu zaman egzersiz, dengeli beslenme ve diyetle sorun basit bir şekilde çözülüyor. Yani gebeliğimizin en başından itibaren düzenli yürüyüşlerimizi, egzersizlerimizi yapıp, dengeli ve sağlıklı beslenirsek zaten gebelik şekerine yakalanma riskimiz de çok düşük oluyor. Aslında anne adaylarının yapması gereken şey gayet basit.
Gebelik şekeri olanlara diyetisyenler havuç, patates, pirinç, bal, karpuz, beyaz ekmek, tatlı mısır, muz, kuru üzüm, kola fanta gibi asitli içecekler, kuruyemişler, yağlı gıdalar, pasta kek kurabiye, börek çörek gibi gıdalardan uzak durup et, balık, tavuk, kurufasulye, barbunya, süt, yumurta, bulgur, portakal, yeşil mercimek, elma, yoğurt, armut ve çilek gibi yiyecekleri tüketmelerini öneriyorlar.
İlk gebeliğim döneminde yani 2010 yılında glikoz (şeker) yükleme testi yukarıda anlattığım şekilde her anneye 3 saatlik yükleme yapılarak tespit ediliyordu. Yani 50 gramlık yükleme sonucu düşük bile çıksa gramajlar arttırılarak gebe anneye glikoz yüklenmeye devam ediliyordu. Fakat günümüzde bu konuyla ilgili hekimler arasında da görüş farklılıkları olduğu ve tartışmaya açık bir durumda bırakıldığı için olsa gerek; başlangıçta sadece 50 gramlık glikoz yüklemesi yapılıyor. Sonrasında eğer sonuç yüksek çıkarsa o zaman yükleme yapılmaya devam ediliyor. Yani 50 gramlık yükleme sonucu yüksek çıkmazsa teste devam edilmiyor. Bu testin tüm anne adaylarına mı yoksa sadece risk altında olan anne adaylarına mı uygulanması daha doğru olur bilemiyorum.
Hangi anne adayları risk altında?
35 yaş ve üzerinde olan anne adaylarında,
Anomalili veya 4000 gram üzerinde bebek doğurmuş anneler,
Vücut kitle endeksi 30 veya üzerinde olan aşırı kilolu diye tabir ettiğimiz anne adayları,
Daha önce ölü doğum yapmış anneler,
Ailesindeki birinci derece akrabalarından birinde diyabet olanlar,
Daha önceki gebeliğinde gestasyonel diyabet geçirmiş olan anneler,
Birden fazla sayıda düşük yapmış olan anneler,
Mevcut gebeliğinde bebeği gebelik haftasına göre daha iri olan,
Gebelik esnasında ani ve aşırı kilo almış olan,
Nedeni açıklanamayan amniyos sıvısının artışı saptanan ve
Beklenmedik bir şekilde bebeği ölen anne adaylarında risk daha fazla oluyor.
Birçok hekim yapılan yüklemenin zararlı olmadığını anne adayına anlatırken kaç dilim baklavaya denk geldiğinden dem vurarak durumu izah etmeye çalışıyor. Oysa ki bana göre burada konuşulması gereken nokta kaç dilim baklava yersek ne kadar kalori alacağımız değil, saf glikozun doğmamış bebeğimiz üzerinde yaratabileceği tahribat olmalıdır. Sonuç olarak test uygulanırken baklava yemiyor saf glikoz içiyoruz.
Glikoz yükleme testi isteyen kadın doğum doktorlarının, istemeyen doktorlara bakış açısını zaten anlatmama gerek yok. Ben kendi gebeliğimde glikoz (şeker) yükleme testi yapılmasını istememiştim. Benim doktorum da ‘benim taleplerim doğrultusunda beni takip etmesinin doğru olmayacağını’ söyleyerek takibimi bırakmıştı. Sonra ne mi oldu? Moralimi hiç bozmadan beni bırakan operatör doktor yerine profesör bir doktorla gebelik takibime şeker yüklemesi yaptırmadan kaldığım yerden devam ettim.
Ben kendi gebelik sürecimde yaşadıklarımı ve kararlarımı paylaştım. Eminim yazımı okuyan tüm anneler de gereken araştırmayı yapacak, bebeği ve kendisi için en iyi olanı düşünüp en doğru yolu uygulayacaktır.
Doktorunuza danışarak en doğru seçimi yapmanız dileğimle,
Sevgiyle kalın…
Hem ikiz annesi hem 35 yaş üstü gebe olmama rağmen (suan 19 aylik oldu sipacanlar) doktorum benden talep etmemişti etse bile yaptırma taraftarı değildim
Riskli durumlarda mutlaka zaten doktor açıklamasını yaparak talep etmeli diğer durumlarda gereksiz bence .. yazı için teşekkürler Yasemin Demirbaş gerçekten çok
sıkıntılı bir konuyu ele almışsın öpücükler ???
Böyle hassas bir konudaki değerli yorumun için çok teşekkür ederim. Bende çok öpüyorum
Benim doktorum ailede şeker hastası varmı diye sordu.yok dedim o zaman yükleme yapmaya gerek yok dedi yapmadi.
Bence de ailede risk teşkil edecek bir durum yoksa test yapmaya gerek yok.