A
Açelya: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
Ahu: Ceylan, karaca, çok güzel, ince, zarif kadın
Ajda: Filiz, sürgün, çok genç
Akasya: Güzel kokulu bir süs bitkisi
Anıl: Başkaları tarafından sözün edilsin
Armağan: Hediye, ödül
Arzu: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
Asena: Dişi kurt, güzel kız
Aslı: Temelli, köklü, bir şeyin benzeri
Asu: Azgın, huysuz, isyan eden, afacan
Asuman: Gökyüzü
Ayben: Ben ayım anlamında
Aybike: Ay gibi güzel kız
Aycan: Ay gibi sevilen, aydınlık can
Ayça: Yay biçimindeki ay, hilal
Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
Aydan: Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel
Aydeniz: Hem ay, hem de deniz
Aygün: Hem ay, hem gün
Ayla: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi
Aylin: Ayla ile aynı anlamdadır
Aynur: Ay ışığı
Aysel: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan
Aysu: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak
Aysun: Ay gibi ışıltılı ve güzel
Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan
Ayşegül: Güller içinde mutlu yaşayan
Ayşen: Neşeli, gülen, aydınlık
Ayten: Güzel bir tene sahip olan
Azra: Üstünde hiç yürünmemiş kum, yeni yetme kız
B
Bahar: Yaz ile kış arasında olan mevsim, güzellik, gençlik çağı
Banu: Prenses, hanımefendi. Yeni evli gelin
Başak: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
Begüm: Hanım, kadın hükümdar
Belgin: Kesin ve eksiksiz belirlenen
Belkıs: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı
Bergüzar: Anılmak için verilen şey, andaç
Beril: Zümrüt
Berna: Bağlı, bağlanmış, genç, körpe, delikanlı
Berrak: Duru
Betül / Betil: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri
Beyza: Çok beyaz, lekesiz
Bihter: Daha iyi, en iyi
Bilge: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi
Billur: Pek duru, pürüzsüz
Bingül: Gülü bol, gül bahçesi
Binnaz: Çok nazlı, cilveli, kaprisli
Binnur: Çok ışıklı, ışığı gür
Birgül: Tek ve güzel bir gül
Birsen: Yalnız sen
Buket: Çiçek demeti
Burcu: Güzel koku, ıtır
Burçak: Bir bitki
Burçin: Dişi geyik
C
Canan: Gönülden sevilmiş, yar
Candan: İçten, gönülden
Candaş: Candan, değerli dost
Cansel: Hayat veren su
Cansın: İçten, gönüldensin
Cansu: Can suyu. Hayat veren su
Ceren: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan, ceylan
Ceyda: İnce-uzun boyunlu ve güzel
Ceylan: Süzgün ve tatlı bakışlı, yapısı ince ve uyumlu olan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif, ince bacaklı
Ç
Çağla: Badem, kayısı, erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali
Çağrı: Davet, doğan kuşu, mavi hareli göz
Çiçek: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü
Çiğdem: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
Çiler: Şarkılar söyleyen, şakıyan
D
Damla: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası
Defne: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki
Demet: Çiçek bağlamı, deste
Deniz: Yeryüzünün çoğunu örten engin su
Derya: Büyük deniz anlamında
Devrim: Yerleşik toplumsal düzenini, köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme
Dicle: Bir nehir adı, ulu ırmak
Didem: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
Dilara: Gönül alan, gönül okşayan
Dilek: İstek, rica, arzu
Doğa: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü, tabiat
Doğay: Ayın yeni doğuş hali
Duygu: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
E
Ebru: Keman gibi kaş, bulut rengi, bir sanat dalı
Ece: Kraliçe, güzel kız, kadın
Ecesu: Su gibi berrak ve güzel
Eda: Naz, cilve, davranış, tavır, verme, ödeme, yerine getirme, üslup
Elanur: Ela gözleriyle nur saçan
Elçin: Deste, tutam
Elif: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız
Elvan: Renkler, çeşitler
Emel: Arzu, özlem
Emine: İnanılır, güvenilir
Esen: Sağlıklı, salim
Eser: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt, yok olmuş bir nesneden kalan parça
Esin: Sabah rüzgarı
Esma: İsimler, adlar. Çok yüksek olan
Esra: En çabuk, çok çabuk
Ezgi: Melodi, şarkı, türkü
F
Fatma: Çocuğunu sütten kesen kadın
Ferah: Aydınlık, iç açıcı
Ferda: Gelecek zaman, yarın, kıyamet
Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş
Feride: Eşi benzeri olmayan, tek, çok değerli inci
Feyza: Bolluk, çokluk, bereket, taşkın
Figen: Yaralayan, kıran
Filiz: Tohumdan çıkan sürgün, ince ve güzel vücutlu
Firdevs: Cennetler. Cennet bahçeleri
Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı
Fulya: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek
Funda: Çalı ormanı, çalılık, püskül, tepelik
Füsun: Büyü
G
Gamze: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur
Gaye: Amaç, erek
Gizem: Sır, aklın erişemediği çözülemeyen şey
Gonca: Tam açılmamış çiçek
Gökben: Ben gökyüzü anlamında
Gökçe: Gök mavisi, mavi gözlü güzel
Gönül: İstek, arzu, sevgi
Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan, çok güzel
Gül: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad
Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan
Gülben: Gül yüzlü, gül gibi beni olan
Gülbin: Gül fidanı, gül yetişen yer
Gülce: Gül gibi
Gülçin: Gül toplayan, gül seven
Gülen: Güleç yüzlü, mutlu anlamında
Gülenay: Güleç ay, gülümseyen ay, ay gibi gülümseyen güzel
Gülfem: Ağzı gül gibi olan
Gülgün: Gül renkli, gülen, gülümseyen
Gülin: Güzel, zarif
Güliz: Gül yetiştiren
Gülizar: Al yanaklı, gül yanaklı, alaturka müzikte bir bileşik bir makam
Gülnihal: Gül fidanı
Gülriz: Gül saçan
Gülşah: Gül dalı, güzelliğiyle ün salmış olan
Gülşen: Gül bahçesi
Gülüm: Bana ait olan gül, canım
Günay: Hem gün, hem ay
Günnaz: Nazlı kişi
Günnur: Güneş gibi ışık saçan
Güzin: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen
H
Hale: Ayın çevresindeki ışık halkası
Handan: Güleç, sevinçli, şen şakrak
Hande: Gülüş, gülme, açılma, eğlenme
Harika: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
Heves: Bir şeye duyulan istek
Helin: Yuva
Hülya: İnsanın kurduğu tatlı düş, sevda
Hüma: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
Hümeyra: Kızıllık, pembelik
I
Ilgaz: Atın dört nala koşması, hücum, akın
Irmak: Akarsuların en büyüğü
Işık: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, aydınlık, nur
Işıl: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
Işın: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi
İ
İdil: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir, Volga ırmağına Türklerin verdiği ad
İlkay: Ayın ilk hali
İlke: Temel alınan düşünce, kural
İlkim: İlk çocuğum anlamında
İlknur: İlk ışık
İmge: Düş, hayal, görüntü, tasarım
İnci: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde
İpek: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş, kibar, zarif
İrem: Bahçeleriyle ünlü masal kenti
İzel: El izi anlamında
J
Jale: Sabahları otların üzerinde olan su damlaları, çiğ, kırağı
Jülide: Dağınık, karmakarışı
L
Lale: Çan biçiminde bir çiçek
Leyla: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın, çok karanlık gecede görülen ışık
M
Manolya: Bir süs bitkisi
Melda: İnce ve taze bedenli
Melek: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri
Melike: Kadın hükümdar, padişah eşi
Melis: Bal, bal arısı
Melisa: Oğul otu
Meltem: Yazın karadan denize doğru esen yel
Merve: Mekke’de safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı
Mine: İnce ve parlak nakış, madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası
Müge: İnci çiçeği
Müjde: Sevindirici haber, iyi haber getirene verilen bağış
N
Naz: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış
Nazan: Cilve yapan, nazlanan, nazenin
Nazlı: Naz yapan, işveli, edalı
Necla: Evlat, çocuk, soylu
Nergis: Bir süs bitkisi
Nermin: Yumuşak, narin, ince
Neslihan: Han soyundan, sevgi ile hükmeden
Neval: Talih, kader, kısmet
Nevra: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık
Nihal: İnce ve düzgün vücutlu sevgili, fidan, taze sürgün
Nihan: Saklanmış, gizli olan, sır
Nil: Çivit. Mısır’da bir nehir
Nilay: Işıklı mavi, ışıklı lacivert
Nilgün: Lacivert renkli, çivit renginde
Nilüfer: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi
Nur: Aydınlık, parıltı, parlaklık
Nuran: Nurlu, ışıklı
Nuray: Işık saçan
Nurcan: Aydınlık insan
Nükhet: Güzel koku
O
Oya: Bir nesneye oyularak yapılan süs, genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel
Ö
Özben: Bireyin kendi varlığı, gerçek ben anlamında
Özde: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
Özden: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
Özge: Yabancı. İyi, güzel. Cana yakın, şakacı. Yürekli, gözü pek
Özlem: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret
Öznur: Özü ışıklı, aydınlık
P
Papatya: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi
Pelin: Acı ve güzel kokulu bir bitki
Petek: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları
Pınar: Büyük su kaynağı, öykü, hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay
R
Rahşan: Parlayan, parlak, aydınlık, ışıltı
Reyhan: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen
Rezzan: Ağırbaşlı, onurlu
S
Sanem: Çok güzel kadın, put
Seçil: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen
Seçkin: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit
Seda: Ses, doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı
Sedef: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz madde
Seher: Tan ağartısı
Selda: Bir söğüt cinsi
Selen: Haber, müjde
Selin: Gür akan su
Selma: Barış içinde, huzur, erinç
Sema: Gökyüzü, göç
Semen: Yasemin çiçeği, semizlik
Semra: Esmer kadın
Senem: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı, Arapçada put, kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel
Serap: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı
Seray: Ay gibi güzel
Serma: Kış soğuğu
Serpil: Gelişmek, büyümek
Serpin: Yağmur
Serra: Rahatlık, kolaylık
Sertap / Sertab: İnatçı anlamında
Seval: Severek al anlamında
Sevda: Vurgunluk, tutkunluk, aşk, heves, arzu, kuvvetli istek
Sevgi: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
Sevil: Her zaman sevilen biri ol
Sevim: Sevmek eylemi, bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik
Sevinç: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
Sevtap: Tapılacak kadar çok sevilen
Seylan: Sel, akma, akış
Sezen: Hisseden, sezgili
Sezer: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
Sezgi: Sezmek eyleminden sezgi, sezme yeteneği
Sezin: Sezinleme işi, sezme, duygulu, anlayışlı
Yer, bahşiş, hediye, bağ
Sibel: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası
Simge: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler
Sinem: Yüreğim, çok sevdiğim
Sumru: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi
Suna: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği
Suzan: Yakan, yakıcı
Ş
Şafak: Gün doğumundan önceki aydınlık
Şebnem: Çiğ, gece nemi, jale
Şenay: Mutlu geçen ay
Şeyda: Çılgın, deli divane
Şirin: Cana yakın, sevimli
Şule: Alev, ateş alevi
Şükran: İyilik bilme, minnettarlık
T
Tansu: Göğüsle ilgili
Tijen: Taç, taçlar
Tilbe: Put, güzel kadın
Tuba: Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç, güzellik, iyilik, rahat
Tuğçe: Küçük tuğ
Tülay: Ayın ince ışığı
Tülin: Ayın çevresinde görülen ışık halkası
Türkan: Kraliçe, güzel kız
Ü
Ülkü: Amaç, ideal
V
Vildan: Yeni doğmuş çocuklar
Y
Yasemin: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki
Yeliz: Ferah yer, aydınlık, havadar
Yeşim: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş
Yıldız: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri
Yonca: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı
Z
Zehra: Çok beyaz, parlak yüzlü
Zeliha: Züleyha, su perisi
Zerrin: Altından yapılmış
Zeynep: Süs, bezek
Zuhal: Satürn gezegeninin adı
Zümrüt: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı